Durum (Kesit) Hikâyesi ve Özellikleri

 

Durum (Kesit) Hikâyesi
  • Durum (kesit) hikâyeleri, bir vakası değil günlük yaşamın her hangi bir kesitini ele alıp özetleyen öykülerdir.
  • Vaka hikâyelerinde gördüğümüz serim, düğüm, çözüm benzer biçimde bir planlama yoktur.
  • Belli bir sonucu da yoktur. Bir bildiri verme kaygısı yoktur.
  • Vakadan fazlaca diyalog ve gözlemlere yer verilir.
  • Merak ve heyecandan fazlaca, duygu ve hayallere yer verilir; okuyucuyu düşündürür, kişiler kendi naturel ortamlarında hissettirilir.
  • Kişilerin, durumların, çevrenin, olayların tasviri (betimlemesi) detaylı bir halde verilmez. Fizyolojik betimlemeden fazlaca, ruhsal ve sanat içerikli betimleme ön plandadır. Karakterlerin fizyolojik halleri değil daha fazlaca ruhsal/ruhsal halleri tasvir edilir.
  • Çoğu zaman “günlük” ya da “basit” kişiler ve durumlar seçilir.
  • Olayların ve durumların akışı okuyucunun hayal gücüne, sezgisine bırakılır.
  • Durum konularında “şuur akışı tekniği” kullanılır.
  • Bu tarzın dünya edebiyatında ilk temsilcisi Rus yazar Anton Çehov olduğundan “Çehov Seçimi Hikâye” de denir.

Durum (Kesit) Hikâyeciliğinin Türk edebiyatında bazı mühim temsilcileri: 

Durum (Kesit) Hikâyesi Örnekleri

MEMUR’UN ÖLÜMÜ – Anton Çehov

Bir gece, mümeyyiz İvan Dimitriç Çerviakov, ikinci sıra koltuklardan birine oturmuş, dürbünle “Kornevil Çanları”nı seyrediyordu. Çerviakov seyrediyor, saadetin en yükseklerine ulaştığını duyuyordu. Derken ansızın yüzü buruştu. Gözleri kaydı, soluğu kesildi. Dürbünü bakış açısından ayırdı, eğildi ve …Hapşuuu. diye aksırdı. Bildiğiniz benzer biçimde aksırık, hiçbir yerde, asla hiç kimseye yasak edilmemiştir. Köylüler de aksırır güvenlik âmirleri de aksırır, hatta kimi zaman müşavirlerin bile aksırdığı olur. Hepimiz aksırır. Çerviakov {hiç de} bozulmadı, mendili ile ağzını burnunu sildi, nazik bir insan benzer biçimde, kimseyi rahatsız edip etmediğini idrak etmek için çevresine bakındı. Ve derhal utangaç olmak mecburiyetinde bırakıldı. Önünde, birinci sıra koltuklardan birinde oturmakla olan yaşlı bir zatın, dazlak kafasını, ensesini eldiveni ile dikkatle silmekle bulunduğunu, bir şeyler mırıldandığını görmüş oldu. Çerviakov, ihtiyarın ulaştırma bakanlığında çalışan sivil generallerden Brizialov bulunduğunu tanımakta gecikmedi;

__Adamın üstünü başını çok kötü ettim, diye düşündü. Gerçi, benim âmirim değil, yabancı fakat ne de olsa hoş bir şey değil. Özür dilemeliyim. Çerviakov öksürdü gövdesini birazcık daha ileri doğru verdi. Generalin kulağına:

__Af buyurun efendimiz, diye fısıldadı, üstünüzü başınızı çok kötü ettim, istemeyerek oldu.

__Zararı yok, ziyanı yok!

__Allah rızası için af buyurun! Fakat ben… Bu şekilde olmasını istemezdim.

__Fakat oturunuz rica ederim. Bırakın da dinleyeyim! Çerviakov utandı, alık alık sırıttı, sahneye bakmaya başladı. Tiyatroyu seyrediyor fakat zevk almıyordu. İçini bir kurt kemirmeğe başlamıştı. Perde içinde Brizjalov’a yaklaştı yanı başlangıcında yürüdü, ürkekliğini yenerek mırıldandı:

__Efendimiz, üstünüzü başınızı çok kötü ettim. Af buyurun! Hâlbuki ben… {hiç de} bu şekilde olmasını istemiyordum. General:

__Yeter artık canım, ben onu unutmuştum bile, hâlbuki siz boyuna tekrarlayıp duruyorsunuz, diye söylendi, alt dudağını da süratli süratli oynatmaya başladı.

Çerviakov, şüpheli şüpheli generale bakarak: “Unutmuş fakat gözleri hain hain bakıyor, konuşmak bile istemiyor” diye düşündü. Bunun bir doğa kanunu bulunduğunu kendisine anlatmalı idim. Yoksa herif tükürmek istediğimi sanabilir. Şimdi sanmasa bile, sonrasında sanabilir.”Çerviakov evine erişince etmiş olduğu kabalığı karısına söyledi. Karısı, görünüşe gore, olup bileni pek de umursamadı. Yalnız korktu, fakat Brizjalov’un bir “Yabancı” bulunduğunu öğrenince rahat, bir nefes aldı:

__ Her neyse sen gene gidip ondan özür dile, dedi. Sosyete hayatında iyi mi hareket edileceğini bilmediğini sanabilir.

__Bütün sorun işte burada ya! Ben özür diledim fakat o birazcık garip davrandı. Akla yakın bir tek söz söylemedi. Hoş konuşmaya da vakti yoktu ya.

Ertesi gün Çerviakov yeni üniformasını giydi, traş oldu, meseleyi Brizjalov’a anlatmaya gitti. Brizjalov’un bekleme odasına girince orada birçok ricacılar, bunların içinde da, ricacıların dertlerini dinlemeğe başlamış olan Brizjalov’u görmüş oldu. General birkaç ricacının derdini dinledikten sonrasında gözlerini Çerviakov’ a kaldırdı. Mümeyyiz:

__ Dün gece “Arkadi” de, diye anlatmaya başladı, eğer hatırlarsanız efendim, aksırdım ve istemeyerek üstünüzü başınızı çok kötü etmiştim. Af.
Sivil general:

__Ne saçma şey. Aman Yarabbi! diye mırıldandı ve bir başka ziyaretçiye dönerek; Siz ne istiyorsunuz? diye sordu. Çerviakov sarararak: “Konuşmak istemiyor diye düşündü. Demek ki kızıyor, Hayır bunu bu şekilde bırakmamalıyım, ona anlatmalıyım. ”
Sivil general son ricacı ile konuşmasını bitirip emek verme odasına doğru yürüyünce, Çerviakov da arkasından yürüdü.

__Efendimiz, diye mırıldandı, efendimizi rahatsız etmek cesaretinde bulunuyorsam, bu bir tek içimdeki pişmanlık duygusundan ileri geliyor. Siz de bilirsiniz ki efendimiz, isteyerek yapmadım. Sivil general ağlamaklı suratını astı, elini sallayarak:

__Fakat efendim siz benimle düpedüz alay ediyorsunuz! dedi, kapının arkasında kayboldu.

Çerviakov evine giderken bu şekilde düşünüyordu. Generale mektup yazmalı. Düşündü taşındı, fakat bu mektubu bir türlü toparlayıp yazamadı. Ertesi gün kendisinin gidip işi anlatması lâzım geldi. General sorgu dolu gözlerini ona diktiği süre Çerviakov:

__Dün efendimizi, buyurduğunuz benzer biçimde, alay etmek için rahatsız etmeğe gelmemiştim. Aksırırken üstünüzü başınızı çok kötü ettiğim için özür dilemeğe gelmiştim. Alay etmek benim ne haddime? Biz alay etmeğe kalkarsak o süre, efendime söyleyeyim, insanlara saygı kalır mı?

Mosmor kesilen, sapır sapır titreyen general, ansızın:

__Defol! diye bağırdı.
Dehşetinden kireç benzer biçimde olan Çerviakov, bir fısıltı hâlinde:

__Ne buyurdunuz? diye sordu. General ayaklarını yere vurarak:

__Defol! diye tekrarladı.

Çerviakov’un karnında bir şeyler koptu. Hiçbir şey görmeden geri geri kapıya gitti, sokağa çıktı, yürüdü, bir makine benzer biçimde evine erişince, üniformasını çıkarmadan, kanepeye uzandı ve öldü.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer