Genç Bir Doktorun Anıları Özeti, Konusu ve Karakterleri

Genç Bir Doktorun Anıları – Mihayl Afanasyeviç Bulgakov

Tür:Roman
Yazar:Mihayl Afanasyeviç Bulgakov
Yayınlanma Zamanı:1926
Yayınevi:İş Bankası Kültür Yayınları
Karakterler

Hekim Yaşvin: Tıp fakültesinden yeni mezun olmuş genç ve tecrübesiz doktordur. Moskova benzer biçimde bir şehirden çıkıp köy hayatıyla tanışır.

Demyan Lukiç: Muryevo Hastanesinin sıhhat memuru.

Pelageya İvanovna ve Anna Nikolayevna: Muryevo Hastanesindeki ebeler.

Leopold Leopoldoviç: Muryevo Hastanesinin emekli olan doktoru.

Mevzusu

Kitap, Smolensk şehrinde yeni mezun genç bir tabip olan Bulgakov’un 1916-18 Rus Devrimi’ne denk gelen bir dönemdeki kişisel deneyimlerinden esin alıyor. 1925-1926 yılları aralığında yazılmış olup ilkin devrin Rus tıp dergilerinde seri halinde yayınlanmış, ondan sonra kitap haline getirilmiştir.

Genç Bir Doktorun Anıları Özeti

Rus yazar Mikhail Bulgakov’un bu romanı, 1926 senesinde Medical Worker dergisinin çeşitli sayılarında gösterilen birbiriyle bağlantılı hikâyelerin toplanmasıyla yaratıldı. Tıp fakültesinden yeni mezun olan Hekim Yashvin, Grachkova şehrinden Muryevo Hastanesi’ne kadar 24 verst yol kat etti. 16 Eylül 1917 gaşgası ile şehirden köye meydana getirilen bu seyahat oldukça dondurucudur. O şekilde ki tabip, beş yıl ilkin üniversite rektörüne sunmuş olduğu müracaat mektubuna küfretmeye adım atar. Kırsal bölgeye gitmeye alışkın olmayan tabip, bir dahaki sefere iki paltoyu üst üste giyeceğine söz vermesine karşın bu gerçekleşir. Genç bir doktorun Moskova benzer biçimde bir şehirden ayrılıp köy hayatıyla tanışmasıyla ilgili anıları oldukça dikkat çekicidir. Gerçek, yüzüne keskin bir soğuk algınlığı benzer biçimde çarpar. Sonunda menzile vardıklarında Bekçi Yegoriç doktoru alıp hastaneye götürür. Yegoriç’in karısı mutfakta yiyecek pişirmek için horozları temizler. Burada genç tabip hastane görevlileriyle tanışır. Sıhhat görevlisinin adı Demyan Lukich, ebeler ise Pelageya Ivanovna ve Anna Nikolayevna’dır. Hekim Yashvin, emekli Leopold Leopoldovich’in yerine buraya gelir. Oldukca yetenekli bir tabip olan Leopoldovich’in günde elliye yakın yatalak hasta gördüğünü öğrenmek genç doktoru birazcık korkutur. Üstelik bu hastanenin tek doktorudur. Çevredeki tüm köylerin Muryevo Hastanesi’ne geldiği ve hastanenin neredeyse daima meşgul olduğu göz önüne alındığında, bu haklı bir korkudur. Sadece Hekim Yashvin’i en oldukca korkutan şey fıtık hastasının gelişidir. Hastanede Leopold Leopoldovich’in yurt dışından getirmiş olduğu birçok ilaç vardır. Konutunda Hekim Yashvin’e ilişkin oldukca sayıda kıymetli tıp kitabı bulunmaktadır.

Genç ve deneyimsiz doktorun ilk hastası, iki bacağını da keten tarağı yüzünden kaybeden bir ziraatçi kız evladıdır. Kızın babası perişan durumda ve solgun yüzüne bakılırsa kız neredeyse ölür. Hekim, oldukca kan kaybeden hastayı derhal ameliyathaneye alır. Üstünde pıhtılaşmış kan lekeleri bulunan elbisesini kestiğinde bacaklarının birinin neredeyse parçalanmış bulunduğunu görür. Ani bir karar verir ve bu bacağını kesmeye adım atar. Dikiş atar, dizleri titriyor. Böylece operasyon sonlanır. Hastane çalışanı, tıpkı öğrencilere benzeyen bu genç doktorun Leopold Leopoldovich’ten aşağı olmadığını söyler. Hekim gene de kızın öleceğini düşünse de kız bir halde hayata tutunmayı başarır. O günden iki buçuk ay sonrasında doktorun kapısı çalınır ve karşılarında tek bacaklı bir kız ve babası gelir. Hekim kıza Moskova’da protez bacak yaptırabileceğini söyler. Kız, doktora armağan olarak kırmızı horoz işlemeli bir havlu verir.

Doktorun bu hastanede oldukca yoğun bir programı vardır. Yaşamı artık hastalarıyla uğraştığı, kalan zamanda dinlenmeye çalmış olduğu yorucu bir süreçtir. Ek olarak bacakları keten tarağa sıkışan kızı doktorun tedavi etmesi, onu çevre yerleşim yerlerinde meşhur bir şahıs haline getirir. Bu yüzden birçok hasta ona gelir. Bir kar fırtınası esnasında bir itfaiyeci yakındaki hastanelerin birinden bir mektup getirir. Mektubu yazan tabip, genç meslektaşı Yashvin’den yardım ister. Bir karı kafasını çarptı ve bilincini yitirdi. Hekim Yashvin yolculuğun oldukça yorucu ve tehlikeli olması sebebiyle isteksizce gidiyor ve bu hastanede de hastalar var. Hekim Yashvin hastaneye vardığında kadının ölmek suretiyle bulunduğunu görür. Oldukca kısa bir süre sonrasında hanım ölür. Dönüş yolunda kar fırtınası çıkar ve itfaiyeci yolunu kaybeder. Üstelik kurtlar da otomobile musallat olur. Hekim Yashvin oldukca zor koşullar altında hastanesine gelir. İlginç ve zor hastalar Hekim Yashvin’e gelmeye devam eder. Kuşburnu hastalığına yakalanmış, boğazı şişip nefes alamayan bir kız evladı getirirler. Hekim, boğazına çelik bir boru sokarak bu kızın yaşamını kurtarmış olur. Baş ağrısı ve ateş şikâyetiyle hastaneye gelen değirmenci, kendisine günde bir kez verilen kinin miktarını fazla almış olduğu için dirimsel çekince yaşadı. Hekim onu zorlukla iyileştirir. Değirmenciye niçin bir doz yerine on doz kinin aldığını sorduğunda yaşlı adam, doktorun zamanını boşa harcamak istemediğini söyler.

Hastanedeki görevinin ikinci senesinde gözleri tamamen kapalı olan bir çocuk doktora getirilir. Hekim gözün kaybolduğunu ve yerinde garip bir yaranın oluştuğunu düşünür. Gözü neşterle kesip o şişkinliği gidermek ister. Çocuğun anası buna izin vermez ve hastaneden ayrılır. Bir süre sonrasında geri gelir ve evladı gösterir. Çocuğun gözü hala sağlam. Gözde bir irin bulunduğunu fark eden tabip, irin patladığında gözün yine görülebildiğini farkına varır ve ufak bir evladı neredeyse kör bıraktığını düşünerek pişman olur. Bu kırsal bölgede doktorun fark etmiş olduğu bir şey vardır. Köylülerde frengi çoğunlukla görülür sadece köylüler bu hastalığa pek dikkat etmezler. Bu hastalığı ortadan kaldırmak için elinden geleni yapıyor. Hekim Yashvin, 1917 kışında Muryevo Hastanesi’nden şehre atanır. Artık her türlü hastalıkla ilgilenmek zorunda değildir. Artık doğumları hanım doğum uzmanı, ameliyatları başhekim ve cerrah üstlenecek, zatürre ile dâhiliye uzmanı Pavel Vladimirovich ilgilenecek. Hekim Yashvin yalnız çocuk hastalıklarıyla ilgilenecek. Gene de dönerek baktığında o karla kaplı, soğuk, uzak, imkânsızlıklarla dolu hastanede mutlu hissettiğini düşünür.

Genç Bir Doktorun Anıları – Kitap Açıklaması

Devrim zamanı Rusya… Karakışı aratmayacak kadar soğuk, kasvetli bir eylül günü, tıp fakültesinden yeni mezun olmuş bir tabip, şehirde çoktan unutulmuş geleneklerin ve boş inançların yargı sürdüğü uzak bir kasabaya gelir. Devrim, büyük şehirlerin merkezlerinde yaşamı ve zihniyetleri altüst ederken, bu genç tabip ülkenin ücra bir bölgesinde kadercilikle ve batıl inançlarla sıkıntılı bir mücadeleye girişir.

Zor bir doğum, duyarlı bir cerrahi müdahale, uzaktaki bir hastaya erişebilmek için şiddetli bir kar fırtınasına karşın göze alınan bir seyahat, ağrılarını dindirmeye çalışırken morfinman olan bir meslektaş… Genç doktorun gündelik hayatında karşılaşmış olduğu tüm sıkıntılı sınavlar, Bulgakov’un elinde muhteşem kuvvetli bir anlatımla, dram sınırlarında gezinen bir dokunaklılıkta öykülere dönüşür.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer