Güvahi – Türk Dili ve Edebiyatı

Güvâhî, 16. yüzyıl Divan edebiyatı şairi.

Güvâhî

Kaynaklarda Güvâhî hakkında fazla informasyon yoktur, Geyveli olarak gösterilir. Fakat Latifi Tezkiresindeki “Geyve nâm kasabada tarattun etmişdi” cümlesi onun, adı geçen kasabadan bir başka yerde doğup sonradan Geyve’ye yerleştiğini akla getirmektedir. Doğum târihi de kim bilir. Kâtip Çelebi, aslolan adını Mehmet, babasının adını ise Abdullah olarak verir.

Buna karşılık, ilk dönem kaynakları mesleğinin timâr sahibi sipahi bulunduğunu belirtirler. Pend-nâme’de sipahi bulunduğunu kendisi de söylemiştir. Kâtip Çelebi ölümünü 929/1522, Mehmed Süreyya ve Mehmed Tahir 926/1520, Agah Sırrı Levent ise 925/1519 olarak göstermektedir. Oysa bu târihler, hem Pend-nâme’nin yazılış târihi, hem de eserde anlatılan bâzı vakalarla çelişmektedir. Pend-nâme’nin yazılış târihi 933/1526’dır. Bu durumda eserin yazılışı şâirin ölümünden sonrasında görünmektedir ki kabulü imkânsızdır. Ek olarak Pend-nâme’de pâdişâh olarak Kanunî’den;

Hudâyâ şâhımuz ol Hân Süleyman
Selatin zübdesi Sultân Süleyman

şeklinde söz edilmekte, vezirlerden Ayaş Paşa ile İbrahim Paşa’dan bahseden vakalara yer verilmektedir. Bu bilgilerin ışığında değerlendirildiğinde Güvâhi’nin ölüm târihinin Yavuz Sultân Selîm devrinde değil, 933/1526’dan sonrasında olması gerekmektedir.

Güvâhi’nin Eserleri

Güvâhi’nin eserleri mevzusunda da tezkirelerde değişik bilgiler yer verilmiştir; Latifi ve Alî, Pend-nâme ve Kenzü’l-Bedâyi’ adlı iki eseri bulunduğunu, Hasan Çelebi Kenzü’l Bedâyi, Beyânî ise Pend-nâme yazdığını ve adını Kenzü’l-Bedâyi’ koyduğunu söyler. Verilen bu bilgiler ışığında Âşık Çelebi’ninkini esas almak yerinde olacaktır. Güvâhî çalışmasına Kenzü’l-Bedâyi adını vermiş, fakat yaratı ondan sonra dâhil olduğu türün adıyla anılarak Pend-nâme olarak tanınmıştır. Kâtip Çelebi de eseri Kenzü’l-Bedâyi diye zikreder.

Pend-nâme, Attâr’ın Pend-nâme’si örnek alınarak, mesnevi tarzında, aruzun Mefâîlün-Mefâîlün-Feûlün kalıbıyla yazılmış, 2133 beyitlik bir nasihat kitabıdır. Güvâhî, eserde oldukca sayıda atasözü ve deyime de yer vermiştir. Eserin aslolan önemi de bu malzemeyi içinde bulundurmasından gelmektedir. Yoksa yaratı edebî açıdan devir kaynakları olan tezkireler tarafınca da pek beğenilmemiştir.

Pend-nâme’nin kime sunulmuş olduğu meselesi de kaynaklarda verilen bilgilerle çelişmektedir. Latifi, Âşık Çelebî, Hasan Çelebî ve Alî, eserin Yavuz Sultan Selîm adına yazıldığını söylemektedirler. Oysa kitabın yazılış târihi yukarıda da belirtildiği benzer biçimde 933/1526’dır. Bu durumda yaratı vakit olarak Kanunî Sultan Süleyman devrine âiddir ve ona sunulmuş olmalıdır. Kaldı ki bu ihtimâlin ötesinde kitabın çeşitli yerlerinde Kanunî’nin adı geçmekte ve devir pâdişâhı olarak övülmekte, buna karşılık Yavuz Sultân Selimin adına sâdece bir kere, Kanunî nin babası bulunduğunu belirtmek maksadıyla rastlanmaktadır. Yapıt, muhtemelen Yavuz’un adına düşünülmüş, fakat onun ölümü üstüne Kanuni’ye sunulmuştur.

Güvâhi’nin ek olarak 117 beyitlik Gurbet-name ve 396 beyitlik İbret-name adlı mesnevi tarzında iki ufak eseri daha vardır.

Kaynak: Büyük Türk Klasikleri/ c.3

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer