Kapitalizm Nedir? – Türk Dili ve Edebiyatı

KAPİTALİZM NEDİR?

Kapitalizm, özgür piyasa ekonomisi yada özgür girişim ekonomisi olarak da adlandırılan kapitalizm, feodalizmin yıkılması ile üretim araçlarının çoğunun hususi mülkiyete ilişkin olduğu ve gelirin büyük seviyede piyasaların işleyişi kanalıyla dağıtıldığı ekonomik sistemdir.

KAPİTALİZMİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Kapitalizmin bir sistem olarak gelişimi 16. yüzyıla dayansa da Antik Dönemde de Orta Çağda da belirli açılardan mevcuttu. 17. yüzyıla gelindiğinde İngiltere’de kumaş endüstrisinin gösterdiği gelişim kapitalizmin büyümesine olanak elde etmiştir. Burada kapitalizmin gelişmesine olanak elde eden nokta elde edilmiş sermayenin ekonomik olarak verimsiz girişimlere yatırım yapılması ve bu sayede üretken kapasitenin arttırılmasıdır.

16. yüzyılda Protestan Reformu’nun meydana getirmiş olduğu etik değişimler, feodal sistemin yıkılması, sanayi devrimi ve tüccar sınıfının yükselişi şeklinde değişimlerin arka arkaya meydana gelmesi ile kapitalizmin yükselişi de gerçekleşmiştir.

Feodal Sistem, 9-15. yüzyıllar içinde Orta Çağ Avrupa’sında toplumsal, ekonomik ve ekonomik alanda tesir gösteren sistemdir. Bu sisteme gore toprak parçası elde edebilmek için bir hizmet yada emekte bulunmak gerekiyordu. Sistemin temelini kendi kendine yeten bir arazisi ve malikanesi olan lord teşkil etmekteydi. Lord askeri hizmeti, sadakati karşılığında tebaasına (Vassal) toprak kayra etmesi ve derebeyi haline gelen kişinin de kendi tebaasından birisine toprak vermesi şeklinde devam etmesi ve bu sebeple oluşan sıradüzen feodal sistemi oluşturmuştur. Bu sistemde en üstte kral en altta ise serfler yer verilmiştir. En yüce lord kraldır ve öteki tüm lordlar ona bağlıydı.

Feodal Sistem

Bu şekilde şekillenen feodal sistem zaman içinde çöküşe geçti ve bunun bir sonucu olarak bir tüccar sınıfı ortaya çıktı, tecim genişlemek ve gelişmek için olanak buldu.

Tüccarlar yeni iş ve girişimlerde bulunabilmek için ana para biriktirdiler. 17. ve 18. yüzyıllarda yükseliş gösteren merkantalizmde tesir etmiştir; şu sebeple merkantalist düşünceye gore bir ulusun zenginliği tecim dengesine bağlıdır ve bu sebeple de ihracat teşvik edilmeli, ithalatı kısıtlayacak politikalar güdülmeliydi. Bu politikaların güdülmesi de kapitalizmin gelişmesi için elverişli bir ortamın oluşmasını elde etmiştir.

Büyük Britanya’da 18. yüzyılın sonlarında başlamış olan Endüstri Devrimi, emek ve üretkenlikte meydana getirmiş olduğu artış, nüfusun hareketliliğine tesir etmesi (köyde toprağına bağlı olarak yaşayan insanoğlu fabrikaların olduğu şehirlere yönlendirdi), işçi sınıfının oluşması şeklinde değişikliklere niçin olduğundan paracı sistemin şekillenmesine tesir etmiştir.

Yavaş yavaş kendine yer etmeye başlamış olan paracı sistem 20. yüzyıla gelindiğinde artık yükselişe geçmiştir. Bu yüzyıl içinde şirket kapitalizmi ve finansal kapitalizm şeklinde yeni kapitalizm şekilleri de yükselişe geçmiştir.

Finansal Kapitalizm para birimlerinin, tahvil, hisse senetleri, vadeli işlemler şeklinde finansal ürünlerin alım satımından yada bunlara meydana getirilen yatırımlardan kar elde etme arayışıyla karakterize olan görüştür.

Kurumsal (Şirket) Kapitalizm ise büyük şirketlerin ekonomide baskın rol oynaması, piyasa gücüne haiz olması ile karakterize olan görüştür.

Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) kapitalizmin gelişimi açısından mühim bir noktadır; şu sebeple savaşın peşinden internasyonal piyasalar daralmıştır. Bu daralma işçi ve orta sınıfı sosyalizme sempati yaratmıştır, fakat 21. yüzyıla kadar büyümeye devam eden kapitalizm bu yüzyılda ise küreselleşme, iklim değişikliği ve eşitsizlik şeklinde yeni zorluklarla karşılaşmıştır.

Kapitalizm, Weber tarafınca çağdaş kapitalizm ve siyasal kapitalizm olarak ikiye ayrılmıştır. Çağdaş kapitalizm kazanç ve kar arzusunun rasyonel olarak gerçekleştirilmeye çalışmış olduğu düzendir. Üretim araçlarının hususi mülkiyeti ve bunların kar elde etme gayesi ile işletilmesine dayanan ekonomik sistemdir. Kapitalizmin işleyişinde beş temel kurum bulunur.

Bu kurumlar şu şekilde sıralanabilir:

1. Üretim araçlarına iyelik
2. Kalıtım kurumu
3. Girişim özgürlüğü
4. Rekabet
5. Fiyat mekanizması

Üretim araçlarına haiz olma ve bunlar üstünde tasarrufta bulunma hakkının sınırları (hususi iyelik) devlet tarafınca belirlense de şahıs tarafınca özgür iradeyle hususi iyelik hakkında tasarrufta bulunulması, bu hususi mülkiyetlerin ve birikimlerin kalıtım kanalıyla bir sonraki nesle geçmesi, kişinin istediği şekilde istediği alanda yatırım yapma (girişim) özgürlüğüne haiz olması ve sistem içinde yer edinen ekonomik birimler içinde mevcut kardan hisse alma isteği ve düzenleyici bir mekanizma işlevi olan fiyat mekanizması kapitalizmin temelini oluşturan beş unsurdur.

Adam Smith’in 1776 senesinde yayımladığı Ulusların Zenginliğinin Yapısı ve Sebepleri Üstüne Bir Araştırma adlı eseri modern ekonomi tarihindeki ilk eserdir. Smith, bu eseri ile klasik politik ekonominin kurucusu olarak kabul edilmiştir. Adam Smith kitabından dolayı “Ekonominin Babası” ve “Kapitalizmin Babası” olarak anılmaktadır. Smith, toplumun ekonomik sorunlarının çözümü için en iyi yolun devlet müdahalesi olmadan toplumun kendi halinde çözmesi bulunduğunu öne sürmüştür.

Kapitalizmde {özel sektör} esastır, bu sebeple özgür piyasa ekonomisi geçerlidir. Özgür piyasa ekonomisinde ekonomik faaliyete devlet tarafınca müdahalede bulunulmaz ve rekabet şartları çerçevesinde iktisat sürdürülür. Piyasayı şekillendiren ürün ve hizmetin fiyatı, arz ve taleptir. Talebi yüksek ve azca üretimi olan ürünün fiyatı yüksek olur, ürün eğer çokça bulunursa ise fiyatı düşer.

Arz-Talep Dengesi
(Paracı sistem piramidi, 1911)

(Sırasıyla para- kral- ruhban sınıfı- asker- burjuva- işçi sınıfı) (Sırasıyla kapitalizm- Sizi yönetiriz- Sizi kandırırız- Sizi koruruz – Sizin için tüketiriz- Sizi besleriz, sizin için çalışırız) 

KAPİTALİZMİN OLUMLU YÖNLERİ

  1. Kâr elde etme güdüsünde olan firmalar tüketiciler için güvenilir ve iyi ürünler sağlamaya çalışırlar bu sebeple de iyi ve verimli bir üretim sürecinin olmasına teşvik oluşur.
  2. Devletin sınırı olan şekilde bireylere müdahalesinin olması üretici ve tüketicilerin hizmet alma ve sunma yönündeki gereksinimlerine tesir eder. Daha rahat servet biriktirebilen insanoğlu süratli bir halde ekonominin de kalkınmasına olanak sağlar.
  3. Daha çok kâr elde etme gayesi daha iyi teknoloji ve sistemlerin üretilmesi için yatırımların yapılmasına olanak sağlar.
  4. Kişiler kendi istekleri doğrultusunda hangi alanda görevde bulanacaklarına karar verdikleri için toplumsal ve finansal açıdan özgürdürler.

KAPİTALİZM OLUMSUZ YÖNLERİ

  1. Paracı sistem büyük oranda rekabet üstüne şekillendiği için firmalar daha kaliteli mal üretmekten ziyade daha düşük kaliteli süratli işlenebilen ürünleri tercih edebilir. Bu rekabet ve hız, üretimin niceliği üstünde baskı yaratır.
  2. Devlet tarafınca sınırı olan şekilde denetim edilen bu sistemle rahatça gelişme olanağı elde eden firmalar tekelleşebilir ve belirli bir sektörde ana güç haline gelmiş olarak adil olmayan bir halde piyasayı yönlendirebilir.
  3. Paracı sistemde fırsat eşitliği söz mevzusu değildir bu sebeple de bir engelli ya da bir yaşlı sistem içinde kar elde etme olanağına haiz değildir. Bu alandaki eşitsizlik kaynakların eşitsiz şekilde dağılımına, servetin de eşitsiz dağılmasına niçin olur.

Hazırlayan: Yazgı Kayhan, Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kısmı.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer