Tam güneş tutulmaları gelecekte sadece tarih kitaplarında yer alacak… Peki neden?

Tam güneş tutulmaları minimum 5.000 senedir insanlığı büyülüyor. Sadece aşağı yukarı 600 milyon yıl sonrasında yaşayacak olan torunlarımız için bu olgu bir tek kitaplarda okudukları soyut bir kavram olarak duracak.

Bilinmiş olduğu suretiyle aşağı yukarı 18 ayda bir Ay, Güneş’i tamamen kapatıyor ve bir yerlerde tam güneş tutulması yaşanıyor. Mesela Nisan ayında gene bu şekilde bir tutulma yaşanması planlanıyor.

Öte taraftan ABD Ulusal Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) uzmanlarına gore, Ay her yıl dünyadan 3,8 santimetre kadar uzaklaşıyor. (Bilim adamları bu uzaklaşmanın hızını tırnaklarımızın uzama hızıyla kıyaslıyor.)

Ay’ın Dünya’dan averaj uzaklığı 23.000 kilometreye ulaşmış olduğu noktadan itibaren tam güneş tutulmaları göremeyeceğiz, şu sebeple Ay Dünya’dan bakıldığında Güneş’in önünü tamamen kapatamayacak kadar küçülmüş olacak.

NASA’nın Ay uzmanlarından Noah Petro, “Yılda 3,8 santimetre oldukça şahıs için mühim olmayabilir fakat bunun binlerce hatta milyonlarca yıl süresince devam ettiğini düşündüğünüzde epey bir mesafe ediyor” dedi.

Güneş tutulmalarını mümkün kılan büyülü sayı: 400

Tam güneş tutulmaları, gökyüzünün mucizesi olarak nitelendiriliyor. Güneş’in çapı Ay’ın çapının 400 katı. Aynı şekilde Güneş’in Dünya’dan uzaklığı da Ay’ın Dünya’dan uzaklığının 400 katı. Dünya’dan bakıldığında Ay’ın büyüklüğü, Güneş’in ebatlarına denk olduğundan tam tutulma yaşanabiliyor. Sadece Ay Dünya’dan uzaklaştıkça gözümüze daha minik görüneceği için tutulma imkânı da azalıyor.

Petro, Ay’ın Dünya’dan uzaklaşma hızının bu şekilde devam edeceği varsayıldığında (ki bu oldukça büyük bir varsayım) 23.000 kilometrelik mesafenin aşağı yukarı 600 milyon yılda alınacağını belirtti. Sadece bu süreçte Güneş’in de büyümesi beklendiğinden, tam güneş tutulmalarına veda edeceğimiz tarih birazcık daha erken olabilir.

Bilim adamları Ay’ın uzaklaşma hareketini, Apollo misyonlarının Ay yüzeyinde bıraktığı yansıtıcı panellerle meydana getirilen deneyler yardımıyla fark etti. 50 yılı aşkın zamandır, Ay’a ışık ışınları gönderen bilim adamları, bu ışınların Dünya’ya dönüş süresini kaydetti. Lazerin yolculuğunun her yıl birazcık daha uzamasından Ay’ın uzaklaştığı sonucuna ulaşıldı.

Dünya Ay’ı kendinden uzaklaştırıyor

Anlaşılan o ki Ay’ı uzaklaştıran şey Dünya’nın itici gücü.

Dallas Üniversitesi’nden fizikçi Richard Olenick, Dünya’nın dönüşü, Ay’ın yörüngesi ve Ay’ın dönüşünün birbiriyle bağlantılı bulunduğunu ve Dünya-Ay sisteminin açısal momentumunu oluşturduğunu belirtti. Açısal momentum, Dünya ve Ay şeklinde nispeten izole sistemlerde durağan(durgun) kalıyor. Şu demek oluyor ki Dünya’nın dönüşünün değişmesi halinde Ay’ın yörüngesi de değişiyor.

Ay’ın çekim gücü sebebiyle Dünya’nın dönüş hızı yüzyılda 1,4 milisaniye şeklinde hissedemeyeceğimiz kadar minik bir farkla azalıyor. Bu sebeple Ay, gezegenimizdeki okyanuslar üstünde bir çekim uyguluyor ve gelgiti oluşturuyor. Gelgit tesiri de Dünya’yı ağırlaştırıp dönüş hızını düşürüyor.

Olenick, Dünya’nın dönüş hızının yavaşlamasının karşılığında, Ay’ın yörüngesinin büyüdüğünü belirtti. Bununla birlikte Ay’ın Dünya üstüne düşen gölgesi de küçülüyor.

Petro, “Gelgitler Ay’ı birazcık değişik çektiğinden, Ay’a ulaşan enerjinin ortaya çıkış yollarından biri yavaşlama” dedi.

“Asla kimse bir sabah uyanıp da ‘Aa ne olmuş burada bu şekilde?’ demeyecek”

Muhtemelen Ay ilk oluştuğu günden beri Dünya’dan uzaklaşıyor. Birçok bilim insanının benimsediği teoriye gore, aşağı yukarı 4,5 milyar yıl ilkin Mars büyüklüğünde bir nesnenin genç Dünya’ya çarpmasıyla açığa çıkan molozlar Ay’ı oluşturdu.

Petro, bilim adamlarının ürettiği modellere gore, Ay’ın ilk konumunun Dünya’dan 24.000 kilometre uzakta bulunduğunu beyan etti. O andan itibaren Ay yavaş yavaş gezegenimizden uzaklaştı. Sadece Dünya’da yaşananlar ve çekim gücündeki değişimler sebebiyle uzaklaşma hızında dalgalanmalar görüldü.

Petro, “Oldukça kademeli bir uzaklaşma yaşanıyor. Asla kimse bir sabah uyanıp da ‘Aa ne olmuş burada bu şekilde?’ demeyecek” ifadelerini kullandı.

Eğer 600 milyon yıl sonrasında Dünya’da insanoğlu yaşamaya devam edecek olursa, “ateş çemberi” olarak vasıflandırılan güneş tutulmalarını gözlemleyeceklerini söylemek mümkün. Dahası geceleri gökyüzünde görünen Ay da şimdikinden daha düşük olacak.

Petro, Ay uzaklaştıkça gün sürelerinin de değişeceğini belirtti. Olenick de Ay’ın Dünya’dan algılanan hareket hızının azalacağını doğrusu Ay’ın evrelerinin daha uzun süreceğini beyan etti. Ay’ın çekim gücü azalacağından gelgit genliği de daha düşük olacak.


The Washington Post‘un haberini Sevin Turan Türkçeleştirdi.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer