Aslanların beslenme alışkanlıklarıyla oynayan bir böcek varmış meğer!

Gezegenimizde yaşayan her şeyin iyi mi birbirine bağlı bulunduğunu gösteren çarpıcı bir örnek duruyor karşımızda. Minik ve istilacı bir böcek türü, aslanların zebra ziyafetlerine darbe vuruyor. Wyoming Üniversitesi’nden zoolog Douglas Kamaru ve meslektaşları, Kenya savanındaki karmaşık tür etkileşimlerini çözmek ve yalnız bir karınca türünün ekosistemin en büyük yırtıcısı olan aslanlar üstünde yarattığı büyük etkiyi keşfetmek için bir takım gözlem gerçekleştirmiş oldu.

İstilacı büyük başlı karıncalar (Pheidole megacephala) muhtemelen saksı bitkileriyle gezi eden insanoğlu vasıtasıyla Pasifik adalarından Afrika da dahil olmak suretiyle birçok kıtaya erişmeyi başardı. Araştırmacılar büyük başlı karıncaların salgın etmiş olduğu savan bölgeleri ile bu karıncaların hemen hemen ulaşamadığı bölgeleri karşılaştırdı. Büyük başlı karıncıların olmadığı alanlarda mühim seviyede daha çok ağaç örtüsü bulunmakta.

Ağaçların daha azca olduğu bölgelerde aslanlar (Panthera leo), zebraları (Equus quagga) pusuya düşürecekleri daha azca korunak buluyor ve bu da büyük kedinin elinden neredeyse üç kat daha çok zebranın kaçmasına yol açıyor.

Bir gıda zincirinin değişik düzeylerini geçen bu tür karşılıklı bağımlılıklara trofik basamaklar denmekte. Araştırmacılar, bunun sonucunda aslanların başka avlara yönelmeye başladıklarına dair bazı kanıtların bulunduğunu öne sürüyor.

2003 ile 2020 yılları aralığında dikenli ağaçların kapladığı alan azaldıkça, aslanlar tarafınca öldürülen zebraların oranı yüzde 67’den yüzde 42’ye düşerken, bufaloların aslanlar tarafınca öldürülme oranı ise neredeyse 0’dan yüzde 42’ye çıktı. Sadece aslanların zebraları avlarken yaşadıkları zorlukların tüm neticelerini bilmek için hemen hemen oldukça erken.

Peki karıncalar ağaç örtüsünü iyi mi etkiliyor?

İyi çalışılmış ekosistemlerde bile bağlantıları görmek çoğu zaman zor olsa gerek, bu yüzden karıncalar onları parçalara ayırana ve bilim adamları gözle görülür sonuçlarıyla karşılaşıncaya kadar varlıkları bir çok vakit fark edilmiyor. Sadece şu çarpıcı; haberde adı geçen dikenli ağaçların kısaca Vachelia drepanolobium‘ların mahalli akasya karıncaları (Crematogaster sp.) ile karşılıklı yarar sağladıkları bir ilişkiye haiz oldukları ortaya çıktı.

Aslanların zebra avında başarı oranları düşmüş durumda. Bunda istilacı karıncaların tesiri ise oldukça şaşırtıcı. Fotoğraf: Getty

Ağaçlar karıncalara yiyecek ve barınak sağlarken karşılığında karıncalar da ağaçları en büyük yırtıcıları olan aç fillerden agresif bir halde koruyorlar.

Sadece yeraltında yaşayan istilacı karıncalar yerli türleri katlediyor ve onların yumurta, larva ve pupalarıyla besleniyorlar. Böylece, akasya karıncalarının caydırıcı iğneleri ortada olmayınca, filler istilacı karıncaların bölgesinde yedi kat daha çok ağacı yok etmekte özgür kalıyor.

Araştırmacılar makalede şöyleki açıklıyor:

Minik bir istilacı, arazinin genelinde biyofiziksel yapıyı denetim ederek ikonik türler arasındaki yırtıcı-av dinamiklerini tekrardan yapılandırdı.

Bu, eleştiri tür etkileşimlerinin daima gıda zinciri ilişkisinden ibaret olmadığını da gösteriyor. Karıncalar ve ağaçlar arasındaki simbiyotik karşılıklılık benzer biçimde türler arasındaki öteki ilişkiler de aynı derecede mühim olabilir.

‘Karşılıklı bağımlılıkları idrak etmek her zamankinden daha mühim…’

İstilacı türlerin yerini değiştirmekten her yerde yarattığımız seslere kadar biz insanların ürettiği hastalıkların, işleyen bir ekosistemin oluşturduğu karmaşık etkileşim sistemlerini hızla çözündürdüğü göz önüne alındığında, bu karşılıklı bağımlılıkları idrak etmek her zamankinden daha mühim bir hale geliyor.

British Columbia Üniversitesi’nden zoolog Kaitlyn Gaynor, makaleye birlikte rol alan bir yorumunda, “Süratli çevresel değişimle karakterize edilen bir çağda, bu tür uygulamalı ekolojik araştırmalar, rahatsızlığın ekosistem yapısını ve işlevini iyi mi değiştirdiğini idrak etmek açısından eleştiri ehemmiyet taşıyor” ifadelerini kullanıyor ve ekliyor:

“Netice olarak sıhhatli ekosistemlerin korunması, yalnızca türlerin yok olmasının önlenmesini değil, bununla birlikte türler arasındaki en mühim etkileşimlerin tanımlanmasını ve korunmasını da gerektiriyor.”


Kaynak: Science Alert / Metin Aktaşoğlu tarafınca Türkçeleştirildi

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer