Bu Ülke (Özet) – Cemil Meriç

Bu Ülke – Cemil Meriç

Bu Ülke, Cemil Meriç‘in ilk basımı 1974 senesinde meydana getirilen tecrübe etme türündeki eseri.

Bu Ülke, Cemil Meriç’in düşüncelerinden, izlenimlerinden, duygularından, anılarından oluşan, kendini idrak etmek ve anlatmak için değindiği, yayımlanmış ya da yayımlanmamış yazılarının kronolojik bir sıra içinde derlenmesinden oluşmuştur. Bu Ülke adlı yapıt, ülkemizin trajedisini özetleyen mühim bir denemedir.

Cemil Meriç bu kitabı için şu şekilde bir değerlendirme yapar:

“Bu sayfalarda hayatımın bütünü, şu demek oluyor ki tüm sevgilerim, tüm kinlerim, tüm tecrübelerim var. Bana öyleki geliyor ki, yaşam denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim; etimin eti, kemiğimin kemiği.”

Bu Ülke’den Seçmeler

Siham-ı Kaza

Hakikati gören, başkaları değişik düşünüyor diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa hem budala hem de alçaktır. Bir insanın ‘Benden başka hepimiz aldanıyor.’ demesi güç şüphesiz; fakat sahiden hepimiz aklanıyorsa ne yapsın?

Sağ ile Sol

Mefhumların kâh komik kâh korkulu maskelerle raksa çıkmış olduğu bir karnaval balosu, düşünce yaşamımız.

Tanımıyoruz onları, nereden geliyorlar bilen yok. Firavunlara benziyorlar, kalabalığa çehrelerini göstermeyen firavunlara. Ve aydınlarımız, o bilinmeyen heyulalar için ehramlara taş taşıyan birer köle.

Gerici Kim?

Canavarlarla dolu bir ormandayız. Yolumuzu hayaletler kesiyor. Tanımadığımız bir dünya bu. İthal malı mefhumların kaypak ve karanlık dünyası. Gerçek, kelimelerin arkasında kayboluyor.

Ne güzel tanım: “Gerici, bir toplumun gelişmesini sağlayacak hiçbir yeniliği istemeyen, her yönüyle eskiyi özleyen ve eski düzeni getirmeye çalışan (kimse)” (Meydan-Larousse) tarifin tek kusuru bu ucubenin hangi çağda, hangi ülkede yaşadığını söylememesi.

Murdar bir hâlden görkemli bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.

IV. Murat’a, “Süleyman devrine dön!” diye haykıran Koçi Bey’den Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin tüm istilahatçıları gerici. Dante, yaşamış olduğu çağdan iğrenir. Balzac eserini iki öncesiz hakikatin ışığında yazar: Kilise ve krallık. Her kavganın öncesiz mazereti: Son kavga olmak.

Bu tahrip İhtirası, bir asrın imtiyazı, daha doğrusu yüz karası değil, Kabil’den beri uzayıp giden bir nalet zinciri. Kıyıcılık kanında var Avrupalının. Yunan destanları birer katliam salnamesi; Yunan, İskandinav yada Germen destanları. Machiavelli’ye gore “Zorunlu kalınınca kuvvet haktır.” Zorunlu kalınınca, şu demek oluyor ki istenince. Ozan: “Din şehit ister, asuman kurban.” diyor; evet, Avrupalının dini.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer