Gülşehri Kimdir Hayatı Biyografisi Hakkında Kısaca Özet Bilgi

Gülşehri Kimdir Yaşamı Biyografisi Hakkında Özetlemek gerekirse Özet Data

XIV. yüzyılda yaşamış bir ozan olan, gerçek adı Süleyman olan bu büyük ozan Gülşehri Kırşehir’de yaşamıştır. Ahî Evran’ın dervişlerindendi ve sonrasında kendisi de bir şeyh olarak yetkinliğe erişmiştir. Eserlerinden anlaşıldığı suretiyle geniş bir tasavvuf kültürüne haiz olan bu ozan, en mühim eserlerinden önde gelen Mantıku’t-tayr’ı İlhanlı hükümdarı Gazan Han’a sunmuştur. Ne yazık ki doğum ve ölüm tarihleri bilinmemektedir.

Süleyman Çelebi, şiirlerinde örneksiz bir üslup kullanarak, tasavvufi temaları ustalıkla işlemiştir. Eserleri içinde aşk, sevgi, vuslat, özlem benzer biçimde mevzuları işleyen şiirler yer alır. Ek olarak, Türkçe şiirde kullanılmayan ve Arap edebiyatından alınan birçok kelime ve deyim de kullanmıştır. Bu yüzden, Süleyman Çelebi’nin şiirleri, Türk edebiyatı tarihinde mühim bir yere haizdir ve Türk edebiyatının gelişiminde etkili olmuştur.

Gülşehri’nin Mantıku’t-Tayr adlı eseri

Mevlana Celaleddin-i Rumi‘nin Mesnevi’si ve Kelile ve Dimne’den hikayelerin de yer almış olduğu Gülşehrî’nin çevirilmiş olduğu Mantıkut tayr, Türk edebiyatının mühim tasavvuf eserlerinden biridir. İranlı ozan Attar’ın aynı adlı mesnevisinin geniş tercümesi olan yapıt, 4408 beyitten oluşmaktadır. Eserdeki hikayeler ve metaforlar, okuyucuya tasavvufi bir anlayış sunar. Gülşehrî, bu eseri akıcı, uyumlu bir Türkçe ile yazmıştır ve eserin tıpkı basımı, A. Sırrı Levendi’nin önsözü ile beraber Türk Dil Kurumu tarafınca yayımlanmıştır. Müjgan Cumbur’un doktora tezi de bu eserin konusunu ele almaktadır.

Gülşehrî’nin “Kuş Dili” olarak malum eseri, 13. yüzyıl İranlı mutasavvıf ozan Feridüddin Attar’ın “Mantıku’t-tayr” adlı mesnevisinin Türkçe çevirisidir. Attar’ın eseri, insanoğlunun ruhsal yolculuğunu kuşlar vesilesiyle özetleyen tasavvufi bir yapıdadır. Gülşehrî, çevirisi esnasında Attar’ın eserine Mevlana’nın “Mesnevi”si ile Kelile ve Dimne’den hikayeler eklemiş, bu sayede eseri zenginleştirmiştir. Yapıt, alegorik yapısı sebebiyle anlatılanları yüzeysel olarak idrak etmek yerine, derinlemesine bir yorumlamayı gerektirir. Toplamda 8.000 beyitten oluşan yapıt, Türk edebiyatında mesnevi türünün mühim örneklerinden biridir.

Eserde, kuşların Simurg/Anka kuşunu arayışı anlatılmaktadır. Hüthüt adlı kuşun önderliğinde çeşitli kuşlar maceralı bir yolculuğa çıkar ve yolculukları süresince birçok engel ile karşılaşırlar. Seyahat sonunda yalnız otuz kuş Simurg’a ulaşır ve aradıkları kuşun aslen kendileri bulunduğunu anlarlar. Bu da tasavvuf edebiyatındaki “vahdet-i vücut” anlayışının yansımasıdır, kısaca Tanrı’nın her şeyde var olduğu ve her şeyin Tanrı olduğu fikri.

Eserde kuşlar, insanları; Hüthüt kuşu, akıl ve iradeyi; Simurg/Anka kuşu ise Tanrı’ı sembolize eder. Simgesel bir anlatıma haiz olan yapıt, alegorik kalite taşır ve okuyucuya derin manalar yüklemesi için tasarlanmıştır.

Gülşehrî, Felekname adlı eserini Farsça bir mesnevi olarak yazmıştır. Bu eserinde gök cisimlerinin hareketleri ve insan yaşamı arasındaki ilişkiyi tasavvufi bir bakış açısıyla ele almıştır. Felekname, dilinin uyumlu yapısı ve anlatımındaki derinliğiyle dikkat çeken bir eserdir. Ek olarak, Keramat-ı Ahî Evrân mesnevisinde Ahî Evran’ın kerametlerini anlatmasıyla da önemlidir. Gülşehrî, ek olarak Farsça Aruz risalesi ile nazire mecmualarında bulunan Türkçe 7 gazeliyle de edebiyat dünyasında kendine yer bulmuştur. Sadece Manzum Kudûrî Tercümesi hemen hemen bulunamamıştır ve bu da eserleri içinde yitik bir halka olarak kalmıştır.

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Leave a reply:

Site Footer